Minik Hücreler Büyük Hikayeler
Vücudunda neler olup bittiğini hiç merak ettin mi?
Minik hücrelerin büyük maceraları bu kitapta
seni bekliyor!
Sinir hücreleri, kök hücreler, bağışıklık ordusu ve daha niceleri, kendi öyküleriyle karşında.
Bazı hikâyeler “ülkelerin birinde” diye başlar. İnsanın hikâyesinin başlangıcı ise bir ülkeye değil, tek bir hücreye dayanır. Bu yüzden bizim hikâyemizin kahramanı hücreler... Kimi hücre beynin içinde hayaller, düşünceler üretirken, kimi hücre mideye gelen besinleri parçalar. Bazı hücreler kocamanken, bazı hücreler ufacıktır. Tüm bu çeşitliliğin içinde, her gün türlü türlü maceralar yaşanır. Minik dünyalarına yeterince yakından bakarsanız, kanın içinde koşturan kırmızı kan hücrelerini, beyinde parıldayan sinir hücrelerini, kalpteki kas hücrelerini görürsünüz. Ben yıllar boyunca çeşitli mikroskoplarla birçok hücreye baktım. Bilimsel çalışmalar yapmak için onların doğal davranışlarını gözlemledim. Bazen çeşitli hastalıkları inceledim, bu hastalıklar sırasında hücrelerin nasıl davrandıklarına, tedaviye nasıl cevap verdiklerine baktım.
Hastalıkları tedavi etmek için hücreleri benimle çalışmaya ikna ettim de denebilir. Şimdi de size, onların bana fısıldadığı hikâyeleri anlatmaya geldim. Önce her şeyin başladığı yerden, yani anne karnından başlayacağım anlatmaya... Ellerinize, kollarınıza, saçlarınıza bakın: Tüm bu birbirinden farklı görünen yapılar, uzun zaman önce, annenizin karnında yalnızca bir tane hücreydi. Bu hücreye ve onun gibi her şeye dönüşebilen hücrelere “kök hücre” diyoruz. Zamanla bu ilk hücre bölündü ve çoğaldı. Sonra uzaklara gidip, oralarda seni oluşturan başka hücrelere dönüştüler. Ellerini, kollarını, organlarını meydana getirdiler. Bu yüzden, bir bilim insanı olarak en çok kök hücrelerle çalışmayı sevdim. Sonra da sinir hücreleriyle... Ama kök hücreler ve sinir hücreleri dışında, kan hücreleriyle, böbrek hücreleriyle, kalp hücreleriyle de çalıştığım zamanlar oldu. Çalışmalarım boyunca, her hücrenin ve parçası olduğumuz yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu farkettim. Birçok buluş yaşama, doğaya bakılarak yapılmıştır. Mesela yapay zekânın öğrenme şekli insanlarınkine çok benzer. Helikopter, yusufçuktan esinlenilerek yapılmıştır. Bakalım hücrelerin maceraları senin aklına hangi fikirleri getirecek... Belki de yepyeni fikirlere ve buluşlara kapı açacak. Sana güveniyorum; hücrelerin bana anlattığı hikâyeler artık sana emanet!
Ç.A.G.